23 Haziran 2013 Pazar

Şehriye Salatası mı Desem, Cappuccino mu Desem, Bilemedim. Ama Sıcağa İyi Geliyor...



 Etkinlikti, gezmeydi derken bir hayli yoruldum.  Yaz gelince böyle oluyor; ah, bir de sıcakla aram iyi olsa ... Geçenlerde oturduğumuz sitenin bayanları  körfez turuna davet ettiler beni. Oh, deniz havası, mis, tamam dedim; ama bir baş ağrısı, daha doğrusu migren ağrısı hasıl oldu; ölüyordum, ama gerçekten ölüyordum. İlaç üstüne ilaç, kendimden geçmişim. Allah kimseye migren ağrısı vermesin, hastalara da şifa versin inşallah.  Sonuç olarak gidemedim.  Bu bana bir es oldu.  Şimdi dinleniyorum,  evdeyiz ama en fazla 2 gün sürer. Kızım durur mu hiç evde; kapının  üst kilidini kilitliyorum diye sandalyeyi kapıya koyup açmaya çalışıyor. Evin her bir penceresinden diğer sitelerin parkları görünüyor. Perdeyi açmamak en iyisi :))) Ne yapayım, üzülüyorum, haydi parka  iniyoruz. Eve gelmek istemiyor, offf  yaramaz kızım. 
 Daha önce size bahsetmemişim.  Bursa Kent Meydanı AVM'nin düzenlediği  "Annem Pastam ve Ben" yarışmasına katılmıştık; dereceye giremedik ama ileride kızıma gösterebileceğimiz bir anı kitapçığımız oldu.  Onu da paylaşmadan duramadım.
  Bu aralar hava o kadar sıcak ki insanın yemek yapası da yiyesi de yok.  Cnım hep soğuk bir şeyler istiyor.  Bu tarif de pek hoş oldu. Siz istediğiniz malzemeyi ekleyin çıkarın...

2 su bardağı şehriye
2 su bardağı yoğurt 
2 çorba kaşığı mayonez
3 dal taze soğan
1 adet salatalık biraz dereotu
Yarım demet maydanoz 
1 çay bardağı zeytinyağı
Tuz, pul biber
1 diş sarımsak ( isteğe bağlı)

Zeytinyağının yarısını tavada ısıtıp Arpa Şehriye’yi rengi değişene kadar kavurun. 2  bardak kadar sıcak su ekleyip kaynatın. Kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin. Ocaktan alıp soğumaya bırakın. Taze soğanları  ince ince doğrayın. Maydanozun birkaç yaprağını süsleme için ayırıp kalanını doğrayın. Taze soğan, dereotu  ve doğranmış maydanozu karıştırın bir salatalığı rendeleyin; yoğurt ve mayonezi  karıştırarak  sarımsağı ekleyin, hepsini harmanlayın afiyet olsun...

21 Haziran 2013 Cuma

GÜLLÜOĞLU BAKLAVALARI BURSA'LI BLOGGERLAR TOPLANTISI








14 Haziran Cuma günü, "Güllüoğlu Baklavları"nın davetlisi olarak, Bursa'lı blog yazarları, Fatih Sultan Mehmet Bulvarı'ndaki Güllüoğlu Şubesi'nde buluştuk. Son derece keyifli ve neşeli ve bir o kadar da benim için bilgilendirici olan bu buluşmaya imkan tanıdıkları için, Genel Müdür Fatih Güllü'ye, Marka Müdürü Canan Bozkurt'a ve tüm Güllüoğlu çalışanlarına sonsuz teşekkürler....Hediyeler için ise ayrıca teşekkürler...

11 Haziran 2013 Salı

"KEDİ DOLMAYI YEDİ" DESEK DE ANLAMIYOR... ANLAMAZ TABİ, ÇÜNKÜ DOLMAYI BEN YEDİM

 Aslında o kadar  çok şey oldu ki. Ama kısaca anlatayım. Zaten ülkenin durumu bu aralar oldukça üzüyor insanı;  umarım herşey en kısa zamanda yoluna girer. Ev halkı  olarak şükür bir sorun yok. Kızımın  2 yaş sendromunu saymazsak...  Bu aralar çok zor geçiyor günler; olukça asabi;  en önemlisi de emziği bıraktı. Hiç kolay olmadı,  ama bir anda  karar verdim. Kızım da olayı pek bir anlayışla karşıladı,  canım ya... 1 haftaya yakın dudakları kan revan içindedeydi, şişti, ağzı yara içinde kaldı; ama unuttu şimdi, herşey yolunda. Ve sırada tuvalet eğitimi var. Geçenlerde kızımı gelişim uzmanına götürdük.  Şu an 2 yaş  2 aylık; tuvalet eğitimine biraz geç kaldığımız söylendi. Aslında bir buçuk yaşında söylemeye başladı, ama ben korkuyorum,  panikliyorum; offf çok zor işler  bunlar. Başka  bir konu ise şu: bana sanki kızım yaşıtlarını  geriden takip ediyor gibi geldi  ve uzmana danıştık. Bir kaç aşamalı test yapıldı,  sorular soruldu;  uzman  zekasının 3 yaş seviyesinde olduğunu, çok zeki bir  çocuk olduğunu  söyledi. Sorun bende ve eşimde sanırım :)) Bu aralar çok geveze  kızım: 1'den 10'a kadar sayıyor ama 7'yi hep atlıyor; ne kadar uğraşsak da inatla yok sayıyor, 10ar 10ar sayarken de 70'i atlıyor ilginç çocuk.  "Kedi eti yedi"  falan diyorum, başka bir örnek veriyoruz; yok, inat çocuk. Bizde günler böyle geçiyor.  Bloğuma baktım, hep pratik ya da pasta  tarifi paylaşmışım.  Bizde yemek pişmiyor mu, pişiyor; ama sanırım aceleden fotoğraf çekmeye fırsat kalmıyor. 
 Geçenlerde ilk defa girit kabağını denedim, ama çok lezzetliymiş, bayıldım. İçinden çıkan kısmı ile de mücver yaptım.


10 adet Girit kabağı
200 gr kıyma
2 çay bardağı pirinç
1 çay bardağı bulgur
1 adet soğan
 bir kaç dal dereotu
1 çorba  kaşığı domates salçası
1 çorba kaşıgı biber salçası
Tuz
Karabiber, pul biber

Suyu İçin

1 tatlı kaşığı isot
1 çorba kaşığı salça
2 yemek kaşığı sıvı yağ 


Soğanları  küp halinde doğrayın, bir kaba alın. Üzerine yıkanıp süzülmüş pirinci, bulguru, kıymayı, salçaları, dereotunu, tuzu ve baharatları ekleyip güzelce karıştırın. Yıkadığınız kabakların tepe kısımlarını kesin, içlerini oyun. Tuz serpin. Bıçakla kabakların altlarını hafif şekilde kesin. Kabakların içine hazırlamış olduğunuz karışımı doldurun. Arada boşluk kalmayacak şekilde bir tencereye dizin. Dolmaların üzerini birer dilim domates ya da kestiğimiz üst kısım ile kapatın. Bir kâseye 1 tatlı kaşığı salçayı alın. Üzerine tuzu, sıvı yağı ve bir miktar da su ekleyip salçayı ezin ve tencereye dökün. Salçalı suyun dolmaların yarısına kadar gelmesi gerekiyor. Dolmalar kaynamaya başlayınca ocağın altını azaltın, kısık ateşte pişirin. Afiyet olsun.